Sanipak, Ocak 2025’te gerçekleşen şirket ismi değişikliğinin ardından, globalleşme stratejisi doğrultusunda Fas pazarındaki varlığını güçlendirmeye devam ediyor. 2014’te Fas’a ihracatla giren kuruluş, 2024’te ülkenin lider temizlik kâğıdı üreticisi Jeesr Industries’i satın alarak bölgedeki büyümesini hızlandırdı.

Sanipak Fas’ın Ülke Direktörlüğünü, 20 yıllık uluslararası deneyime sahip Imane Zaoui yürütüyor. Kendisiyle Sanipak’ın Fas’taki yolculuğunu ve yeni dönemdeki entegrasyon ve büyüme stratejilerini Yaşam Blog için konuştuk.

Yaklaşık 9 aydır Sanipak’ın Fas Ülke Direktörlüğü görevini üstleniyorsunuz. Sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz? Kariyeriniz nasıl şekillendi?

Kazablanka’da doğdum ve büyüdüm. Evliyim ve 16 yaşında Adam ve 13 yaşında Ali isminde iki harika çocuğun annesiyim. ISCAE İşletme Okulu’ndan mezun olduktan sonra kariyerime kozmetik sektöründe Marka Müdürü olarak başladım. İki buçuk yıl sonra Nestlé’de Ticari Pazarlama alanında başladım, ardından Satış bölümüne geçerek 2016 yılında Fas’ta Satış Direktörü pozisyonuna gelen ilk kadın oldum. Ocak 2020 itibarıyla da Nestlé Fas Genel Müdürlüğü görevini üstlendim. 18 senelik Nestle yolcuğumun ardından Eczacıbaşı Topluluğu’nda Sanipak Maroc’un yönetimine geçerek kariyerimde yeni bir sayfa açmaktan büyük heyecan duyuyorum.

Sanipak, Türkiye’nin en sevilen markalarını bünyesinde barındıran, FMCG alanında Türkiye’nin en köklü şirketlerinden. Fas pazarına ise ilk kez 2014 yılında girdi. Kariyerinize Sanipak’ta devam etmeye nasıl karar verdiniz? Bu süreçte sizi en çok heyecanlandıran neydi?

Nestlé’de geçirdiğim neredeyse yirmi yılın ardından ayrılmak hiç kolay olmadı. Ancak Sanipak’a beni çeken iki şey vardı. Birincisi, işe alım sürecinde tanıştığım olağanüstü insanlar: CEO’muz Bülent Kozlu ile başlayan bu süreçte Sanipak ve Eczacıbaşı Holding ekiplerinden tanıştığım kişiler bende güçlü bir etki yarattı. İkincisi, Sanipak’ın Fas için sahip olduğu iddialı vizyon beni gerçekten heyecanlandırdı, öyle ki içimde kelebekler uçuşuyordu. Dokuz ay sonra, bugün burada kendimi tamamen evimde hissediyorum. Ortak değerlere ve yüksek standartlara sahip bir yapının parçası olmak beni mutlu ediyor.

“Bizi bir arada tutan kurumsal değerlerimiz.”

Sanipak Fas’ın yakın geçmişte yaşadığı en önemli konulardan biri Jeesr Industries ile entegrasyon süreciydi. Siz bu kritik dönemde liderlik görevini üstlendiniz. Entegrasyon süreci nasıl ilerliyor? Türkiye merkezli bir şirketin Fas pazarına adaptasyonu nasıl gerçekleşiyor?

Bir şirket satın alındığında entegrasyon süreci hiçbir zaman kolay olmaz çünkü süreçlerinizi, sistemlerinizi, çalışma biçimlerinizi ve kurum kültürünüzü uyumlu hale getirmeniz gerekir. İşe başladığımda önceliğim iş sürekliliğini sağlamak ve yetenekli insan kaynağını elde tutarak sinerji yaratmaktı. Sürecin ilk aşaması oldukça umut vericiydi: Herhangi bir aksama yaşamadan kısa sürede hedeflerimize ulaştık.

İki ülkedeki ekipler ve ofisler arasında etkileşim ve birbirinden öğrenme fırsatlarını yaratabilmek de oldukça önemliydi. Fas ve Türkiye birbirinden öğrenmeye devam ediyor. Fas, merkezle etkili iş birliği kurmayı; Kavacık’taki merkezimiz ise farklı bir coğrafyayı yönetmeyi… Zaman zaman dil engelleri ve kültürel farklar gibi zorluklar yaşasak da her iki tarafın pozitif yaklaşımı bana güven veriyor.  Kurumsal değerlerimiz bizi hep bir arada tutuyor. Sanipak, cinsiyet ve yaş açısından zaten çok çeşitliydi; şimdi farklı milliyetlerle daha da zenginleşiyor. Uluslararası bir şirket olmanın güzelliği de bu.

Sanipak Fas’ın önümüzdeki 3 yılda gündemindeki en önemli 3 konu nedir?  

Fas, özellikle temizlik kâğıdı ürünlerinde büyüme potansiyeli olan, istikrarlı bir ülke. Bu alanda daha fazla penetrasyon ve tüketim fırsatı mevcut. Birinci önceliğimiz büyüme: Dağıtımı genişletmek, yeni satış kanalları geliştirmek, temiz ve sağlıklı yaşama katkı sağlayacak yeni ürünler sunmak. İkinci önceliğimiz operasyonel mükemmeliyet: Verimlilik, dijitalleşme ve daha iyi planlamayla kaynak yaratmak. Son olarak, çevresel, sosyal ve kurumsal yönetişim (ESG) konuları çok kritik: İş sağlığı ve güvenliği kültürümüzü geliştirmek, yasal uyumu sağlamak ve çevresel taahhütlerimizi hayata geçirirken yüksek bağlılığa sahip bir ekip oluşturmak.

Fas'ta hijyen ürünlerine yönelik tüketici eğilimleri nasıl değişti ve Sanipak buna nasıl yanıt veriyor?

Faslı tüketiciler bugün, artan işsizlik ve düşen hane gelirleri gibi ekonomik koşullar dolayısıyla kalite ile birlikte uygun fiyatı da önceliklendiriyor. Temel ürünlere odaklanıyorlar ve fiyat-performans oranı yüksek ürünler arıyorlar. Bu da market markalı (private label) ürünlerin rekabetini artırıyor ve esnek ödeme seçenekleri sunan küçük marketlerin yaygınlaşmasına neden oluyor. 

Öte yandan e-ticaret hızla büyüyor; 2023’te elektronik ödemeler neredeyse 1 milyar Euro’ya ulaştı. BIM ve Kayzon gibi indirim market zincirleri de modern ticaretin neredeyse %30’unu oluşturuyor. 

Sanipak, bu gelişmelere uygun stratejik adımlar atıyor. Dalaa ve Sany gibi fiyat-performans arayan tüketici grubuna yönelik uygun fiyatlı ama kaliteli ürünler sunarak, bu beklentilere stratejik bir yanıt veriyoruz. Premium segmentte ise Selpak ürünleriyle marka sadakatini güçlendirmeye devam ediyoruz. Ürün portföyümüzü tüketici ihtiyaçlarına göre şekillendirerek tüm fiyat segmentlerinde rekabetçi kalmayı sürdürüyoruz.

“İnsanların potansiyeline ulaşmasına yardımcı olmak ve herkesin gelişebileceği bir ortam yaratmak benim için çok önemli.”

Uluslararası şirketlerde yöneticilik görevlerinde uzun yıllar geçirdiniz. İş yapış şeklinizi ve başarıyı nasıl tanımlıyorsunuz? 

Liderlik yaklaşımım; odaklanma, kararlılık, empati ve pozitiflik üzerine kurulu. Hedeflerimi net biçimde belirlerim ve büyük bir adanmışlıkla onlara ulaşmaya çalışırım. Zorlukların üstesinden gelmek ve çözüm üretmek bana gerçek bir tatmin duygusu verir. Ancak güçlü, güvene dayalı ilişkiler olmadan bu başarılar anlamlı olmuyor. İnsanların potansiyeline ulaşmasına yardımcı olmak ve herkesin gelişebileceği bir ortam yaratmak benim için çok önemli. 

Kariyerinin başındaki gençlere bir mesaj iletme şansınız olsaydı, bu ne olurdu?

Yaptığınız işi tutkuyla yapın. Kendi değerlerinizle şirketinizin değerlerinin örtüştüğü bir ortamda olun. Kendi kariyer hedeflerinizden önce işin yararına olacak şekilde hareket edin, başarı zaten kendiliğinden gelecektir.

“Sanipak Fas’ın büyüklüğünü üç yıl içinde iki katına çıkarmayı hedefliyoruz.”

Sanipak Fas’taki en büyük kişisel hedefiniz nedir?

Sanipak Fas için büyük hayallerim var. İlk hedefimiz, şirketin büyüklüğünü üç yıl içinde iki katına çıkarmak. Aynı zamanda markalarımıza ve üretim tesislerimize yatırım yapmaya devam ederek 2027 sonrası büyümeye hazırlanacağız. Kişisel hedefim ise Sanipak Fas’ı çalışmak için en iyi iş yeri haline getirmek. Bu konuda gereken her şeye sahip olduğumuza inanıyorum: Dünya standartlarında kalite, çeviklik ve sıcak bir iş ortamı ile birleştiğinde, büyüme ve etki yaratmak için eşsiz bir ortam ortaya çıkıyor.

Eczacıbaşı Topluluğu’nda henüz çok yenisiniz ama Eczacıbaşılı olmayı nasıl tanımlarsınız, sizce Eczacıbaşı’nı diğer markalardan/şirketlerden ayrıştıran özellikleri neler? 

Henüz yeniyim ama Nestlé’deki deneyimlerimle birçok benzerlik görüyorum: Yapılandırılmış süreçler, kaliteye verilen önem ve insan gelişimine yapılan yatırımlar. Her iki kuruluş da yüksek standartları, operasyonel mükemmeliyeti ve uzun vadeli başarıya olan bağlılığı önemsiyor. Ancak Eczacıbaşı’nı gerçekten farklı kılan şey, kurumsal yapı ile çevikliğin dengesi. Büyük şirketlerde genelde bürokrasi hissedilebilir ama Eczacıbaşı dinamik ve esnek. Bugünün hızla değişen iş dünyasında bu çok değerli. Şu anda hâlâ balayı dönemindeyim diyebilirim; Fas’taki entegrasyon heyecanı ve ivmesi bana büyük enerji veriyor!

“Fas ve Türkiye’nin benzer çok yanı var. Misafirperverlik, güçlü aile bağları ve topluluk hissi her iki kültürde de önemli.”

Fas’ı ziyaret etsek, bize neler önerirsiniz? Mutlaka görmemiz gereken yerler ve denememiz gereken özel yerel lezzetler neler? 

Fas tarihi, kültürü ve doğal güzellikleri açısından zengin bir ülke. Renkli şehirlerden huzurlu doğa manzaralarına kadar çok şey sunuyor. Görülmesi gereken yerler arasında Marakeş, Fes, Şafşavan, Sahra Çölü ve Kazablanka yer alıyor.

Yerel lezzet olarak “Pastilla”yı mutlaka denemelisiniz—incecik hamur katmanlarından oluşan, tavuk, badem ve baharatlarla doldurulan tatlı-tuzlu bir börek. Üzeri pudra şekeri ve tarçınla kaplanıyor. Gerçekten eşsiz bir lezzet kombinasyonu.

Ayrıca “Tajine” yemeden Fas’tan ayrılmayın. Konik tencerelerde yavaş pişirilen, et, sebze ve aromatik baharatlarla hazırlanan geleneksel bir güveç. Fas mutfağı cesur tatlar ve sıcak misafirperverlik üzerine kurulu, unutulmaz bir deneyim sunuyor.

Türkiye’yi ziyaret ettiniz mi? Eğer ettiyseniz, favori mekânınız neresi oldu?

Nisan 2025’te Liderlik Takımı Toplantısı için İstanbul’daydım. İstanbul’daki harika İK ekibinin desteğiyle, toplantıya katılan Faslı yöneticilerimizle birlikte kısa bir şehir turu yapma şansımız oldu. Bu vesileyle İstanbul’un mutlaka görülmesi gereken yerlerini keşfetme ve zengin tarihini tanıma fırsatı yakaladık. Bu deneyim, Türkiye’yi daha yakından tanıma isteğimi daha da artırdı. Umarım bir dahaki sefere ailemle birlikte gelirim.

Fas ve Türkiye’nin benzeyen yanları var mı sizce?

Kesinlikle! Fas ve Türkiye’nin sanıldığından çok daha fazla ortak noktası var. Her iki ülke de köklü bir tarihe, gelenek ve modernliğin birlikte yaşandığı zengin bir kültürel mirasa sahip. Misafirperverlik, güçlü aile bağları ve topluluk hissi her iki kültürde de önemli.

Mutfak kültürleri de oldukça benzer: Yavaş pişirme, zengin baharatlar ve taze malzemelerle yapılan yemekler ön planda. Fas’ın tajinleriyle Türkiye’nin kebapları aynı masada buluşabilir. Her iki ülkede de çayın günlük yaşamda özel bir yeri var.

Mimari açıdan da büyük benzerlikler var. Fas’ta “zellige” adı verilen mozaik desenli seramikler, Türkiye’deki geometrik süslemeleri andırıyor. Günlük hayattaki etkileşimler bile benzer: İster Marakeş’teki bir çarşıda olun ister İstanbul’daki bir pazarda, aynı canlılık ve pazarlık geleneği sizi karşılar. Ortak noktalarımız sanılandan çok daha fazla!